Pazar, Nisan 24, 2011

Korkunç Bir Bilinmeyen

0
Nereden başlayacağımı bilmiyorum. O kadar fazla kelime ve o kadar fazla bilinmeyen var ki. Ne ben anlatabilirim içimdekileri, ne anlamak istersin sayın okuyucu.

Yaşamımızı nasıl açıklayabiliriz? Ne yaşadığımızı, ne yaptığımızı... Evet hepimiz uyanıyoruz, hepimiz çevremizdekilere "günaydın" diyoruz. Hepimiz karnımızı doyurduktan sonra bize vaad edilen geleceği ele geçirmek için "hırs" içgüsünü kullanıp birşeyler için çabalıyoruz...

Biraz uzaklaşalım. Evet. Tıpkı filmlerdeki gibi. Tam tepende bir kamera var sayın okuyucu. Senin tam tepende bir kamera var ve git gide uzaklaşıyor. Git gide daha geniş bir açıyla bakıyor sana. Git gide daha çok kapsıyor çevrendekileri. İşte böyle düşüncelerimizde biraz uzaklara gidelim.

Nereye varıyoruz? Hemen cevaplıyorum; sonsuz bir bilinmeyen!

Sonu başı belli olmayan bir çizgideyiz. Evet, hepimiz aynı yerdeyiz; sonu ve başı belli olmayan bir çizgi! Nereden geldik ve nereye gidiyoruz. Somut birşeyden bahsetmiyorum sayın okuyucu. Benim sorunum çok daha kapsamlı. Tüm varsayımları bir kenara bırakalım. Doğuşumuzu, milyonlarca yıllık dünya geçmişini, geleceğini varsaydığımız zamanı, az sonra içeceğimiz bir bardak suyu... Hepsini bir kenara bırakın. Ve şimdi bana anlamlı birşeyler açıklayın. Empoze edilmiş fikirlerinizden arının. Yarın okula gitmek zorunluluğunu size yükleyen aileden arının. Herkes yapıyor diye bir çocuk yapma hayalinizi bir kenara bırakın. Elimizde "korkunç bir bilinmeyen"den başka ne kalır?

Hadi şimdi bana delirmemek için tek bir sebep söyleyin? Suskunluğunuzun sebebi haksızlığınız mıdır?

No Response to "Korkunç Bir Bilinmeyen"

Yorum Gönder